20110120

Best Coast - Something In The Way




1 Something In The Way
2 Wish He Was You
3 The Road


d.






Bonus.

Tame Impala - Innerspeaker


1 It Is Not Meant To Be
2 Desire Be Desire Go
3 Alter Ego
4 Lucidity
5 Why Won't You Make Up Your Mind
6 Solitude Is Bliss
7 Island Walking
8 Jeremy's Storm
9 Expectations
10 The Bold Arrow Of Time
11 Runway, Houses, City, Clouds


linkimizi kuruttular ama siz çalmaya devam edin.

d.

20110119

The Clientele - Minotaur



2010 da eskisi gibi olmayan bir Clientele vardı.

1 Minotaur
2 Gerry
3 As The World Rises And Falls
4 Paul Verlaine
5 Strange Town
6 No.33
7 The Green Man
8 Nothing Here Is What It Seems

d.

20110115

Mantarlı Patates

"Nükleer füzyonla güçlendirilen bir dünyada herkesin büyükannesi bir röntgen teknisyeni olacaktır." Sf. 87

"Kendisini efendi olarak gören modern insan ve gezegen arasındaki ilişki de ortakyaşamsal ortaklardan ziyade tenya ile köpeğin ya da mantar ile patatesin arasındaki ilişki gibidir." Sf. 144

"Yaşayan Şeytam'ın eline düşmek çok kötü bir şey." Sf. 134

Maymun ve Öz*... Düşünsel kısmının yoğunluğuyla Lem romanlarını andırıyor. Fakat genelinin öyle olduğunu düşündüğüm Huxley'in kötümser ve acımasız üslubu kitaba fazlasıyla hakim. Belki de İşkenceci'den (Alev Alatlı) beri bir kitabı bu denli bırakmak, okumamak istememiştim.

Yeni basılacağından bahsedilen "Şeytan Ayetleri"nin bu kitaptan çok daha az tiksindirici olacağını (olduğunu) düşünüyorum.

İnsanın "öz"ünün kötücül olduğunu artık benimsemiş, dahası, bu kötücüllüğün kaynağı olduğunu düşündükleri Şeytan'a tapan bir insan gurubundan söz ediliyor kitapta. Kaçınılmaz son gelmeden önce, sonuçta bu sonun geleceğini kabullenmiş olarak - halen yaşayanlar gibi yadsıyanlardan söz etmiyorum - Şeytan'ın tüm varlığın efendisi olduğuna inanan ve insanın çöküşünden önce Şeytan'a sadakatini kanıtlayıp Cehennem'in en güzel köşelerinde yerlerini ayırtan, gelişmiş "insan" hallerindense, ilkel maymun hallerini tercih eden bir topluluk bu. Ve aynı ilahi dinlerin yadsınamadığı gibi onların kurduğu gerçeklik algısını kurmak, daha doğrusu yanlışlanamayacak olan bir önermeler dizisine alternatif değil, zıt bir argüman üretmek imkansız. Bu yönüyle kitap, insanlığın en dipte olduğu düşünülen zamanlarda dünyanın farklı birçok yerinde doğan dinlere karşı, yine insanın kendi barındığı evi bokla dolduracak kadar dibe battığı bir zamanda ortaya çıkan, kurtarıcı değil kabullenip "kötünün iyisi"ne biat edici bir anti-dinin egemenliğini betimliyor. Basit bir gelecek senaryosu da olsa, kuvvetli bir anti-ütopya ya da - midemi kaldıracak kadar güzel bir roman.

Cesur Yeni Dünya'yı merak ettiğim kadar, bu kitabın nasıl bu kadar derinlerde kalmış olduğunu da merak ediyorum.

c.

*Maymun ve Öz, Aldous Huxley, İthaki, çev. Süreyyya Evren

20110110


2010 albümleri aklımdan çıkmış diye düşünürken.


* The Golden Filter - Kiss Her Goodbye
* Moose - Lyon To Modena
* The Very Hush Hush - Simulation
* Cass McCombs - Dreams Come True Girl (Ft. Karen Black)
* The Superimposers - The Beach
* Wild Nothing - My Angel Lonely
* The Dead Texan - Glen's Goo
* Glen Hansard & Marketa Irglova - Falling Slowly
* Blackbird Blackbird - Pure
* The Bridal Shop - Early Longing
* Washed Out - Good Luck


d.

20110106

Gazze Gençleri Ayaklanıyor (GYBO) - Manifesto

İsrail'i siktir et. Hamas'ı siktir et. El Fetih'i siktir et. UNRWA(Birleşmiş Milletler Orta Doğu'daki Filistin'li Göçmenler için Yardım ve Çalışmalar Ajansı)'nı siktir et. ABD'yi siktir et! Bizler, Gazze Gençliği olarak, İsrail’den, Hamas’tan, işgalden, insan hakları ihlallerinden ve uluslararası toplumun kayıtsızlığından o kadar bıktık ki! Çığlık atmak ve İsrail’in ses duvarını aşan F16’ları gibi; bu suskunluk, adaletsizlik ve umursamazlık duvarını yıkmak istiyoruz; yaşağıdımız bu boktan durumdan kaynaklanan uçsuz bucaksız hüsranı dışarı salmak için ruhlarımızın olanca güçüyle bağırmak istiyoruz; kâbus içinde kâbus yaşayan iki tırnak arasındaki pireler gibiyiz, umuda ve özgürlüğe yer yok. Bu politik mücadelenin içinde kapana kısılmaktan bıktık; uçakların evlerimizin üzerinde uçuştuğu kömür karası gecelerden bıktık; masum çiftçilerin topraklarını işledikleri için tampon bölgede vurulmalarından bıktık; silahlarıyla ortada gezen sakallı adamların güçlerini suistimal etmelerinden, inandıkları uğruna protesto düzenleyen genç insanları dövmelerinden veya hapse tıkmalarından bıktık; bizi ülkemizin geri kalanından ayıran ve pul kadar bir toprak parçasına hapseden utanç duvarından bıktık; terörist gibi, cebi patlayıcı dolu şer gözlü ev yapımı fanatikler gibi gösterilmekten bıktık; uluslararası toplumun gösterdiği umursamazlıktan, kaygılarını belirten ve önerge taslakları hazırlayıp mutabakata vardıklarını uygulamaya koymada korkaklık sergileyen sözde uzmanlardan bıktık; boktan bir hayat yaşamaktan, İsrail tarafından hapsedilip, Hamas tarafından dövülmekten ve dünyanın geri kalanı tarafından da tamamen gözardı edilmekten bıktık usandık.

İçimizde büyüyen bir devrim var; bu enerjiyi statükoya meydan okuyacak ve bize bir tür umut verecek birşeye dönüştüremezsek, bizi yokedecek devasa bir memnuniyetsizlik ve hüsran. Yüreklerimizi hüsran ve umutsuzlukla titreten son damla, 30 Ekim’de, önde gelen bir gençlik örgütü olan Sharek Gençlik Forum’una (www.sharek.ps) silahları, yalanları ve saldırganlıklarıyla gelerek herkesi dışarı atıp, kimilerini hapsettiklerinde ve Sharek’in çalışmasını yasakladığında gerçekleşti. Gerçekten de kâbus içinde bir kâbus yaşıyoruz. İçinde bulunduğumuz baskıyı anlatacak kelimeleri bulmak zor. İsrail’in çok etkin bir biçimde götümüzü bombalayarak binlerce evi ve daha çok sayıda yaşamı ve düşleri yokettiği "Dökme Kurşun Operasyonu’nda canımızı zar zor kurtardık. Amaçladıkları gibi Hamas’ı bertaraf edemediler, ama kaçacak hiçbir yerimiz olmadığı için bizi kesinlikle sonzuza dek korkutup herkese travma sonrası stress bozukluğu saçtılar.


Bizler kederli gençliğiz. İçimizde günbatımının tadını çıkarmayı zor kılacak kadar devasa bir ağırlık taşıyoruz. Kara bulutlar ufku boyarken ve kasvetli anılar onları kapadığımız her anda gözlerimizin önüne gelirken, Nasıl çıkaralım tadını? Acıyı gizlemek için gülümsüyoruz. Savaşı unutmak için gülüyoruz. Burada ve şu anda intihar etmemek için umut ediyoruz. Savaş sırasında İsrail’in bizi dünya üzerinden silmek istediğini açıkça hissettik. Geçtiğimiz yıllarda Hamas düşüncelerimizi, davranışlarımızı ve hedeflerimizi kontrol edebilmek için elinden geleni yaptı. Bizler füzelerle yüzleşmeye alışmış, normal ve sağlıklı bir yaşam sürmek gibi imkânsız bir görev taşıyan ve toplumumuzda kötücül bir kanser hastalığı gibi yayılan, kargaşa yaratıp etkin bir biçimde yolunun üstündeki bütün yaşayan hücreleri, düşünceleri ve hayalleri öldüren ve terör rejimi insanları ile insanları felç eden muazzam bir organizyon tarafından anca katlanılan bir gençlik nesliyiz. İçinde yaşadığımız hapishane, sözde demoratik bir ülke tarafından ayakta tutulan hapishane de cabası.


Tarih kendini en acımasız biçimde tekrarlıyor ve görünüşe bakılırsa kimsenin umrunda değil. Korkuyoruz. Burada, Gazze’de hapsedilmekten, sorgulanmaktan, dayak yemekten, işkence görmekten, bombalanmaktan, öldürülmekten korkuyoruz. Yaşamaktan korkuyoruz, çünkü attığımız her adım iyice değerlendirilmiş ve gözden geçirilmiş olmalı, heryerde engeller var, istediğimiz gibi hareket edemiyoruz, istediğimizi söyleyemiyoruz, istediğimizi yapamıyoruz, hatta bazen istediğimiz gibi düşünemiyoruz, çünkü işgal beyinlerimizi ve kalplerimizi o kadar feci bir şekilde işgal etti ki canımız acıyor, sonsuz hüsran ve öfke gözyaşları akıtmak istememize neden oluyor!


Nefret etmek istemiyoruz, bütün bu duyguları hissetmek istemiyoruz, artık kurbanlar olmak istemiyoruz. YETER! Yeter bu kadar acı, yeter bu kadar gözyaşı, yeter bu kadar ıstırap, yeter bu kadar kontrol, engeller, adil olmayan gerekçelendirmeler, terör, işkence, mazeretler, bombalamalar, uykusuz geceler, ölü siviller, kara hatıralar, kasvetli bir gelecek, kalp ağrıtan mevcut durum, bozulmuş politika, fanatik politikacılar, dini martavallar, yeter bu kadar hapsedilmişlik! DUR DİYORUZ! İstediğimiz gelecek bu değil!


Üç şey istiyoruz. Özgür olmak istiyoruz. Normal bir yaşam sürebilmek istiyoruz. Barış istiyoruz. Bunları istemek çok mu? Biz Gazze’li genç insanlar ve başka yerlerdeki yandaşlardan oluşan ve Gazze gerçeği bu dünyadaki herkes tarafından, sessiz onay veya yüksek sesli umursamazlık kabul edilemeyecek ölçüde bilinene kadar durmayacak bir barış hareketiyiz.


İşte Gazze Gençliğinin Değişim Manifestosu!


Etrafımızı kuşatan işgali yokederek başlayacağız, bu zihinsel hapsedilmeden kurtulacağız ve onurumuz ile özssaygımızı geri kazanacağız. Direnişle karşılaşacağımıza rağmen başımız dik yürüyeceğiz. İçinde yaşadığımız bu sefil şartları değiştirmek için gece gündüz çalışacağız.

Duvarlara rastladığımız yerde, hayaller yaratacağız.


Sadece senin –evet, şu anda bu bildiriyi okumakta olan senin! – bizi desteklemeni umut ediyoruz. Nasıl yapacağını öğrenmek için lütfen duvarımıza yaz ya da bizimle doğrudan temasa geç:


freegazayouth@hotmail.com


Facebook: http://www.facebook.com/pages/Gaza-Youth-Breaks-Out-GYBO/118914244840679?ref=ts


Twitter: http://twitter.com/GazaYBO


Özgür olmak istiyoruz, yaşamak istiyoruz, barış istiyoruz.


Özgür Gazze Gençliği


Eğer yardım etmek istersen, şimdilik aşağıdaki birkaç yöntem olabilir:

1) Manifestoyu paylaşıp destekleyerek.

2) Arkadaşlarınıza e-mail gönderip, Farklı sosyal ortamlarda bize katılmalarını isteyerek (Facebook, Twitter gibi).

3) Manifestoyu kendi dilinize çevirerek ve onu bize göndererek.

4) Kendi ülkenizdeki gazetecilere manifestoyu göndererek.

5) Filistin sorunuyla ilgili ve/veya bizim varlığımızdan haberi olan gençlik haklarıyla alakalı kendi ülkenizle organizasyonlar yaparak.

6) Facebook'ta, Gazze'deki gençlerin ihlal edilen haklarıyla ilgili bağlantılar göndererek

7) Bu konuda ülkenizde bir etkinlik organize etmek ve/veya Gazze dışındaki bir grup genç, politikacı ya da başkalarıyla konuşabileceğimiz bir Skype konferansı organize ederek.

8) Daha fazla insana ulaşabilmemiz için fikirler önermek.


Gazze Gençleri Ayaklanıyor (GYBO)


Kaynak:http://gazaybo.wordpress.com/

20110102

Benny's Video by Haneke

Jesu, meine Freude, motet for 5-part chorus, BWV 227 (BC C5)
Bach, J. S.

Yaşlı ejderha yüzünden
Ölümcül gırtlağı yüzünden
Bize üflediği korku yüzünden
Fırtına ah dünya
Sıçradı
Ayağa kalk
Burada şarkı söylüyorum
Durgunlukta beni koruyor.

*********************

Kameraya selam verelim.

c.

20110101

Art must be beautiful.

Marina Abramovic

Diyeling biri tam şu saniyede zamanı bükmüş olsa, geleceğimiz geçmişimizle aynı çizgide, katlanmış kağıt gibi birbirine yapışarak ölümsüzleşse -ya da uçup gitse-, bunları yazdığım saniyeye denk gelen geçmişimle ben yer değişsem, ya da unutmak istemediğim bir ana hapsedebilsem kendimi. O arada zaman aksaaa gitseee.

d.

71 Fragments of a Chronology of Chance by Haneke

Dünyada olan her şey çok anlamlı ve hepsinin çok mantıklı bir sebebi var sanki de; 19 yaşında zeki bir bilgisayar öğrencisinin 3 kişiyi ve sonra da kendisini öldürmesi çok anlamsız ve mantıksız ve olağandışı ve sebepsiz ve çılgınlık.


ps-1: Tangram

ps-2:Origami


c.